Monday, October 29, 2007

Bigâne megirit mea z'in kûyem
Der kuy-i şoma hane-i hodmicuyem

(beni yabancı saymayın ben de buralıyım)
(ararım kendi evimi sizin sokağınızda)

Mevlâna Celaleddin-i Rumî

Saturday, October 27, 2007

son günlerin kısa özeti :
lanetli bir çağa açtım gözlerimi
uyku tutmuyor.

Monday, October 22, 2007

Kuzeyde bir gün...
sessizlik...

Friday, October 12, 2007

Bayram bugün çocuklara
Aklı bayramlarda kalan
Onaltısında vurulan
Onyedisinde asılan.
d.

Thursday, October 11, 2007

halının üzerinde oyun oynuyor.küçük adamlar, arabalar, kafasındaki kurguda birileri başka birileriyleçatışıp duruyor."yatma vaktin geldi!" diyorum, "oyunumu bitireyim hemen yatıcam" diyor. "oyunun bitiğini nasıl anlıyorsun?" diye soruyorum merakla. "Ya" diyor "ana karakter ölüyor" "ya da oynamaktan sıkılıyorum" "işte o zaman oyun bitiyor"

evet, bu ikisiyle bitiyor oyun...

Tuesday, October 09, 2007

Bugün onun doğum günü...itoğluitin biri onu bizden almasaydı, 67 yaşında olacaktı.Kendisini süper bir şekiklde anlatmış birisiydi, bir kere de benim anlatmam hem doğru olmaz,hem de eksik kalır.Alın albümlerini, dinleyin. Neredeyse hepsi bulunuyor, eskisi gibi değil artık dükkanlar.

Monday, October 08, 2007

UZMANINDAN JAZZ KOLEKSİYONU (H2 den)
Peter Cincotti henüz 19 yaşında ve şimdiden jazz müziği efsanleri arasına gireceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Daha 7 yaşındayken Harry Connick Jr. ile düet yapan Peter, müzik dünyasında hızla yükseldi ve kendine ünlüler arasında hatırı sayılır bir fan grubu edindi. Dustin Hoffman, Tony Benntt bunlardan birkaçı. Cincotti, Bennett'ın kendisi için sarfettiği 'ben 19'umda senin gibi söyleyemiyordum' cümlesini muhteşem bir iltifat olarak algıladığını belirtiyor. Cd'si yeni piyasaya çıkan sanatçı için yeni nesli jazz müziğine ısındıracak kişi gözüyle bakılıyor. Aşağıdaki liste ise bu genç ama dahi müzisyenin olmazsa olmaz dediği 10 albüm. Peter Cincotti seçtiği Jazz'ın 10 dev albümü için 'Kimseyi almaya zorlayamam ama alırlarsa asla pişman olmayacaklarını söyleyebilirim' diyor.
Cincott'nin top 10'u için galerimizi ziyaret ediniz.
OSCAR PETERSON, NIGHT TRAİN, 1962Bu benim aldığım ilk albüm. Benim için yeni olan sesleri ilk keşfettiğim albüm de diyebiliriz. Ve tabii jazz müziğine kulaklarımı ilk açtığım albüm. Müzikte trio benim için her zaman özeldir. Her iyi olan trio; piano, bas, davul, bunların arasındaki etkileşim. Oscar Peterson'ın bu albümünde bunu ilk kez ayırt ettim diyebilirim. Esasında Night Train'i yazan Duke Ellington'dır. Fakat Peterson şarkıyı o kadar olağanüstü yorumlar ki. Kim dinlerse dinlesin Peterson'ın kendine özgü riff'lerini fark edecektir.O'nun kendine ait bir sound'u var. Sadece CD'sini bile dinliyorsanız farkedersiniz ki bu Oscar.
HERBIE HANCOCK, TAKIN' OFF, 1962Bu Herbie'nin solo ilk gerçek albümü. Herbie Hancock'un müziği, John Coltrane ve diğer bütün büyük müzisyenler gibi pek çok aşamalardan geçmiştir. 'Takin Off' tabiki son dönem Hancock'dan oldukça farklıdır, en azından stil ve yorum olarak. Ancak dinlediğinizde mutlaka Hancock'un belli başlı özelliklerini fark edersiniz. Albümdeki her parça çok güzeldir ancak 'Watermelon Man'insanı gerçekten alır götürür. Burada ritimleri kullanışı tamamen devrimsel ve tutucu olana karşıdır(unorthodox).
CARMEN MCRAE, LOVER MAN, 1961Carmen Mcrae'yi dinlemek Jazz için ders gibidir. Ona özel vurguları ve yorumu kesinlikle Mcrae'yi benzersiz kılar. 70 albüm kaydetmesine rağmen 'Lover Man' benim için çok özeldir. Lover Man tüm bu albümler içinde ya en iyisi ya da en kötüsü olarak tanımlayabileceğiniz ama mutlaka farkını ayırdeceğiniz bir albüm. Carmen Mcrae bu albümü Billy Holiday'e ithaf etmişti. Miss.Brown'un bu albümdeki yorumunu çok sevdiğim için ben de albümüme aldım.
ERROLL GARNER, CONCERT BY THE SEA, 1955Bu gerçekten Errol'un en muhteşem albümü. California'da bir kilisede canlı kaydedilmiş olan bu albüm ben de her zaman keşke orada olsaydım hissi verir. Belki bu albüme özelliğini veren de budur. Canlı olması. Errol'un seyirci önünde ki muhteşem performansı fazlasıyla unique(biricik) çünkü kendisinin kaydadeğer bir müzik eğitimi bile yok. Louie Armstrong'un sesi gibi Errol Garner'ın piyano çalışını da mutlaka ayırdedersiniz. Progresif(ilerleyen) kalitesi swinglerindeki kalite. Tüm bunlar düşünülünce şüphesiz en iyisi oydu.
MILES DAVIS, 58 FEATURING STELLA BY STARLIGHT, 1958Bu albüm benim en favori 'Love for Sale' versiyonudur. Miles'ın piyanoyu çalış şekli ve grubun ona eşliği... Kesinlikle deneyimlenmesi gereken bir şey. John Coltrane' çalar bu albümde ve sonraki albümlerinden farkını çok rahat görebiliriz. Bill Evans'da vardır mesela. Tüm albüm starlar geçidi gibidir.Hele Cannonball Adderley'in 'Love For Sale' deki saksafon solosu, gerçekten muhteşem. Bu albümü ilk dinleyişimde tekrar ve tekrar defalarca dinlemiştim.
FRANK SINATRA, ONLY THE LONELY, 1958 Gelmiş geçmiş en iyi albüm ve muhtemelen benim Sinatra favorim. Fazla karanlık ve zorlayıcı. Sinatra bile bu albümdeki şarkılar için 'intihar şarkıları' der. O gerçekten bu tarz yorumun kralıydı. Arajmanlar, orkestrasyon, şarkıları söyleyiş tarzı; Only the Lonely, Angel Eyes, I Guess I'll Hang My Tears Out To Dry... Gerçekten inanılmaz. Şarkıları söylerken nerdeyse ağlıyor. Ve dinleyeni de ağlatıyor.
SHIRLEY HORN, HERE'S TO LIFE, 1992Shirley Horn dinlemeye bayılırım. Şarkıyı yorumlayışındaki bütünsellik. 'Where do you start'sa benim favorim. Shirley hem muhteşem bir şarkıcı hem de piyano virtüözüdür. Bu konuda gerçekten idol olacak kadar yeteneklidir Horn. Müziği ile şarkı söylemesi birbirini öylesine bütünler ki, Shirley Horn şarkı söylerken sanki kelimeler azalıyor müzik çoğalıyor gibidir. Bu sanatın onda vücut bulması. Birçok albümü trio olarak kaydedilmiştir. Fakat Here's To Life çok güzel bir telli çalgılar aranjesidir. Muhteşem ve efsanevi aranjör Jhonny Mendel prodüktörlüğünü yapmıştır bu albümün. Bu konuda ondan daha iyisini bulamak gerçekten imkansız.
RAY CHARLES, THE GENIUS OF RAY CHARLES, 1959Ray Charles albümleri içinde benim az sayıda favorim vardır. Deha+soul= jazz, bu da sevdiğim diğer bir şey. Bu albümdeki bir kaç şarkı var ki gerçekten muhteşem kelimesini hakediyor. Let the Good Times Roll ve It Had To Be You gibi. Ray şarkı söyleyen ve piyano çalan bambaşka bir adamdır. Soul'un içindekini ortaya çıkarmak, için izlediği yol, mükemmel. O bariz bir yetenek. Modunuz her ne olursa olsun duşta, arabada, buluşmaya hazırlanırken mesela; heryerde ve her halde dinleyebileceğiniz bir albüm.
BILL EVANS, ALONE, 1968Sadece bir piyano ve bir adam. Bill Evans'ın bu albümde yalnız olduğuna inanmak güç gerçekten. Trio'su olmadan hatta vocal bile olmadan bir piyanodan orkestra gibi böylesine güçlü ses çıkması. Evans'ın trio albümlerinin vazgeçilmezi olan klavyede kendisi mükemmeldir ancak bu solo piyano albümü ile , çalmanın çok ötesinde bir yere çıkıyor. 'Alone' Evans'ın vitrinini değil belki ama dehasını görebileceğiniz bir albüm. Yalnız piyano'nun muhteşem bir şekilde uçuşması değil, anlamı çok daha derinlere giden bir albüm.
ANY NAT "KING" COLE TRIO RECORDNat King Cole benim idolüm. Onun piyano çalışındaki ve şarkı söylemesindeki sanat ve ikisini bir araya getirişi, beni, daima büyülemiştir. Sonuç olarak Cole 3.sanat diyebileceğimiz şeyi kendisi yarattı. Büyük bir ticari başarının yanısıra bir birçok jazz sanatçısının önünde hayranlıkla eğildiği eserler. Herkez Nat King Cole hitlerini bilir ancak pek çok da tanınmamış ama mükemmel şarkısı vardır. Frim Fram Sauce gibi mesela. Herhangi bir trio albümünü alın pişman olmayacaksınız.
http://www.youtube.com/watch?v=5TJOjIgxxWY

Friday, October 05, 2007

İşte öyle, anladın sen onu :)

Thursday, October 04, 2007

Patti Smith 2. kez İstanbul'da idi. Babylon isimli pek de tahammül edilesi olmayan bir mekanda çalıp söylemiş, bu kerre izleyemedim. "Lan, var ya, bir albüm yaptım milletin feleği şaştı" diyebilecek nadir müzisyenlerdendir. Konserde izleyenlerde de felek şaşmaları sık gözlenmektedir. O albüm budur, dinleyip de eski hayatına geri dönemeyen çok insan tanıdım.

Tuesday, October 02, 2007


ASKERİ DARBE OLSUN..HEMEN OLSUN, EVET EVET, İSTİYORUM!!!

Monday, October 01, 2007

Şiirden gidelim bugün, tıpkı kültürlü insanlar gibi...

Jenny kiss'd me when we met,
Jumping from the chair she sat in;
Time, you thief, who love to get
Sweets into your list, put that in!
Say I'm weary, say I'm sad,
Say that health and wealth have miss'd me,
Say I'm growing old, but add,
Jenny kiss'd me.

James Leigh Hunt

What though the radiance
which was once so bright
Be now for ever taken from my sight,
Though nothing can bring back the hour
Of splendour in the grass,
of glory in the flower,
We will grieve not, rather find
Strength in what remains behind;
In the primal sympathy
Which having been must ever be;
In the soothing thoughts that spring
Out of human suffering;
In the faith that looks through death,
In years that bring the philosophic mind.

William Wordsworth