ismini unuttuğum yıldızların altında
dilimde eski bir yaz şarkısı
altın sarısı kumlar avuçlarımda
side'de, gece yıldızlı gökyüzünü seyrederken...
2005 yazı idi ama gününü hatırlamıyorum...
d.
Thursday, August 31, 2006
yaz bitiyor...birileri başka birilerini ikaz etmeli bu hususta...
-----------------------------------------
bütün gece dalgalar okşuyor
isimiz bir kumsalı
sular çekildiğinde
unutulmuş bir kayık
uzak, parmak uçlarımızdan
yıldızlar kadar yakın
-----------------------------------------
herhalde 2005 yazında Side'de aklıma gelmiş olmalı...
d.
-----------------------------------------
bütün gece dalgalar okşuyor
isimiz bir kumsalı
sular çekildiğinde
unutulmuş bir kayık
uzak, parmak uçlarımızdan
yıldızlar kadar yakın
-----------------------------------------
herhalde 2005 yazında Side'de aklıma gelmiş olmalı...
d.
Tuesday, August 29, 2006
Bugün acılı bir gün.Sevgili arkadaşımız Yücel'i toprağa verdik. Benim belleğimde sessiz sakin bir hayal olarak kalacak hep. En yakınında olanlardan birisi Turgut idi...Yıllar boyu bunu nasıl taşıyacağını düşündüm durdum.
Şiirlerini en kolay ödünç alabileceğim şair olan Ergin Günçe'den bir şiir koyuyorum buraya:
Bir Dostu Ölü Götürmek
Boş bulunup gülersen
Bir Ölünü görünce
Ocağa Tütsü atarsın
Pencerene sürme çek
Ölünün Babasıyla
Uzunca bir Rakı iç
Anmadan eski günleri
Bırak biraz Ay doğsun
Dört arkadaş bir olup
Tahta kutu içinde
Ölünüzü götürün
İncirlerin altına
Dönersen ıslık çalarsın
Yol uzun, Su karanlık
Otur bir çardak altına
Bırak biraz Yağmur yağsın
1979
Şiirlerini en kolay ödünç alabileceğim şair olan Ergin Günçe'den bir şiir koyuyorum buraya:
Bir Dostu Ölü Götürmek
Boş bulunup gülersen
Bir Ölünü görünce
Ocağa Tütsü atarsın
Pencerene sürme çek
Ölünün Babasıyla
Uzunca bir Rakı iç
Anmadan eski günleri
Bırak biraz Ay doğsun
Dört arkadaş bir olup
Tahta kutu içinde
Ölünüzü götürün
İncirlerin altına
Dönersen ıslık çalarsın
Yol uzun, Su karanlık
Otur bir çardak altına
Bırak biraz Yağmur yağsın
1979
Monday, August 28, 2006
Hep gidilmek istenen yerler var,bende de var ama bunu yazdığımı bile unutmuştum, bazı başka şeyleri ararken buldum.
--------------------------------------
orası yeşil bir ülkedir ve uzun ırmaklar
orada kuşlar yedi renk ve
şarkı söylerler yağmurda
orası başka bir ülkedir ve güzel yüzlü çocuklar
d.
---------------------------------------
bazen yazdıklarım yarım kalmış gibi, bu da o hissi veriyor. Ben başlattığıma göre ben bitirebilirim sanırım...Belki de hiç ellemem, böylece kalır...
dadal.
Şu gözlüklü şişman adam, biraz ileride duran, babam olabilir mi?
Bu soru takıldı aklıma soğuk ikindi güneşinde Kuğuluparkta
Olamaz çünkü daha gençti bir Cumartesi günü giderken
Azgın'i sevdi, “sus” dedi havlamasın diye ve bana sarıldı
Taşıtmadi bavulunu ve yanlış hatırlamıyorsam yeşil
Eski bir arabaydı, annem izledi yokuşun başına dek
Şimdi gelse ve yine akşamüstleri Azgın'ı alıp o kafeteryada
ucuza içilen koyu çaylar ve limonlu kekler eşliğinde
Ne kadar da çok sey birikti anlatacak.
dadal (Sun, 31 Oct 1999 16:38:38 )
evet, bir cumartesi kafamda bu şiir şekillenmişti, Kuğuluparkta babama benzeyen birini gördükten sonra. Pazar günü de oturup yazmışım, saatine kadar kayıtlı...(Teknoloji belirsizlikleri azaltıyor, bazı güzellikler de gidiyor mu sanki?)
Bu soru takıldı aklıma soğuk ikindi güneşinde Kuğuluparkta
Olamaz çünkü daha gençti bir Cumartesi günü giderken
Azgın'i sevdi, “sus” dedi havlamasın diye ve bana sarıldı
Taşıtmadi bavulunu ve yanlış hatırlamıyorsam yeşil
Eski bir arabaydı, annem izledi yokuşun başına dek
Şimdi gelse ve yine akşamüstleri Azgın'ı alıp o kafeteryada
ucuza içilen koyu çaylar ve limonlu kekler eşliğinde
Ne kadar da çok sey birikti anlatacak.
dadal (Sun, 31 Oct 1999 16:38:38 )
evet, bir cumartesi kafamda bu şiir şekillenmişti, Kuğuluparkta babama benzeyen birini gördükten sonra. Pazar günü de oturup yazmışım, saatine kadar kayıtlı...(Teknoloji belirsizlikleri azaltıyor, bazı güzellikler de gidiyor mu sanki?)
Friday, August 25, 2006
Batı kapısından girdiğim kentte
tüm çocuklar uykularını yitirmişlerdi.
Deli bir kadın bağırıyordu ve
onun dışında herkes dilsizdi.
Düş görmemek icin uyanık kalmak uğruna
evlerini ateşe veren insanlar gördüm.
Toz bulutu içinde gri kentler gördüm.
Bir limanda bekleyen geminin
lombozundan sarkan kollar gördüm.
Uzaktan rüzgar sandığım sesler birer çığlık oldu yakına gelince.
Dışarıda çöl bekliyor.
Mojave çölü
Güneş ve yağmur.
bir leopar kumların arasında.
d.
8 Mayıs 1999 ( bunu yazalı çok olmuş...zaman nasıl da geçiyor...en azından benim için...)
tüm çocuklar uykularını yitirmişlerdi.
Deli bir kadın bağırıyordu ve
onun dışında herkes dilsizdi.
Düş görmemek icin uyanık kalmak uğruna
evlerini ateşe veren insanlar gördüm.
Toz bulutu içinde gri kentler gördüm.
Bir limanda bekleyen geminin
lombozundan sarkan kollar gördüm.
Uzaktan rüzgar sandığım sesler birer çığlık oldu yakına gelince.
Dışarıda çöl bekliyor.
Mojave çölü
Güneş ve yağmur.
bir leopar kumların arasında.
d.
8 Mayıs 1999 ( bunu yazalı çok olmuş...zaman nasıl da geçiyor...en azından benim için...)
Thursday, August 24, 2006
Subscribe to:
Posts (Atom)