Giresun'da doğan babama
Gece geçtim doğduğun şehirlerden
adını bilmeyen yüzlerden,
seni hiç tanımamış
duvarları yosun sarmış evlerden
bu şehirde doğdum işte derdin
şimdi benimle olsaydın
nedense cok uzakta
başka bir şehrin adı yazılı
seni her bakışta güldüren
solgun kimlik kağıdına
19 mart 2004
dadal
Tuesday, October 31, 2006
Monday, October 30, 2006
44.Yıldızlar Nerede Saklanır
Ay düşüyor suya bir gölge gibi
ipe diziyorum biberleri, günleri,yağmurlu ikindileri
Sonra kar başlıyor gri bir kentin sokaklarında
eski kumaşlara değiyor ellerim
büyük bir düşün yağmuru çarparken camlara
önümü ilikliyorum bütün yalnızlıkların karşısında
bakıyorum daha çok var güneşin doğmasına
Bir ışık, giderek artan odaların içinde
bir ışık, gölgesini yüzünden alan
Yollar uzayıp giderken kentin karanlığına
Yıldızlar gece bir fenere saklanir.
dadal
23.02.2000
Ay düşüyor suya bir gölge gibi
ipe diziyorum biberleri, günleri,yağmurlu ikindileri
Sonra kar başlıyor gri bir kentin sokaklarında
eski kumaşlara değiyor ellerim
büyük bir düşün yağmuru çarparken camlara
önümü ilikliyorum bütün yalnızlıkların karşısında
bakıyorum daha çok var güneşin doğmasına
Bir ışık, giderek artan odaların içinde
bir ışık, gölgesini yüzünden alan
Yollar uzayıp giderken kentin karanlığına
Yıldızlar gece bir fenere saklanir.
dadal
23.02.2000
Saturday, October 28, 2006
35.SOLuk YÜZler albümü.
ve işte yeni bir yağmurun sonunda
yine aynı yüzler kalbimin aynasında
yeni bir söz söylemeyen soluk yüzler
avcumla ıslanan camları silince görünen
öndeki kuru bahçede sessiz yürüyen
başlarını önlerine eğmiş yorgun yüzler
babasının ceketini giyerek okula gelen
çoktan sararmış çocukların yüzleri
elleri ceplerinde yürüyen ağaçlı yolda
soğuk terler döken yüzlerinden birisi
ve işte alındı yerin, bir çekmeceye saklandı
soluk yüzler albümündeki fotoğrafların senin.
sonra yavru bir kedinin yüzüyle ıslak burunlu
oturdum taş avluya açılan kapının önünde
Dadal
ve işte yeni bir yağmurun sonunda
yine aynı yüzler kalbimin aynasında
yeni bir söz söylemeyen soluk yüzler
avcumla ıslanan camları silince görünen
öndeki kuru bahçede sessiz yürüyen
başlarını önlerine eğmiş yorgun yüzler
babasının ceketini giyerek okula gelen
çoktan sararmış çocukların yüzleri
elleri ceplerinde yürüyen ağaçlı yolda
soğuk terler döken yüzlerinden birisi
ve işte alındı yerin, bir çekmeceye saklandı
soluk yüzler albümündeki fotoğrafların senin.
sonra yavru bir kedinin yüzüyle ıslak burunlu
oturdum taş avluya açılan kapının önünde
Dadal
Thursday, October 26, 2006
Thursday, October 12, 2006
Subscribe to:
Posts (Atom)