Bakın, ben size verdiğim sözü tuttum, sizi unutmadım...Bu sözü soğuk,nefes alınmayacak kadar kirli bir havanyı soluduğumuz bir Ankara kışında Soysal handaki plakçıdan bir plağınızı alıp eve giderken vermisştim kendi kendime...Genellikle tutamayacağım sözler veririm, bu sefer öyle olmadı...
Araya ne acaip müzikler girdi, devran kaç kere döndü...O cızırtılı plaklarınızı hala saklarım...Artık sizi hem dinleyip hem alay eden o arkadaş grubu da kalmadı, herkes savrulup gitti bir yere, hacıdayı bile yok ortalarda.Bay City Rollers desem ya otel ismi ya da bilgisayar oyunu zannederler...Olur mu hiç, olur mu hiç...Dinlemeyenler, geçti artık oğlum, kaybettiniz...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
Bye Bye Baby'yi zaman zaman döndürür dururum halen. Bay City Rollers döneminin müziğini bile yapmamıştır aslında. Döneminden daha eski bir dönemin müzikal yapısını sergiler; ama her şeye rağmen o güzel melodiler akar gider. Ne olursa olsun Nick Lowe'un da bir şarkısında dediği gibi "Bay City Rollers, We Love You!"
Ben nedense bazen you made me believe in magic'e, bazen de summer love sensation'a takarım.evet, dönemlerinden eskiydiler, ama nostaljik ya da retro da değildiler, onlarda başkalarında olamayan bir şey vardı.Teenage grubu olarak lanse edildiler, rock cılarca ve punk cilarca hor görüldüler (ki ben o gruplardaydım) ama işte...güzel yahu, hislendiriyor...
Post a Comment