yılın son günleri, son 2 hafta...nedense bu günlerde bir "son dönemece girildi" hissi gelip de yapışıyor. Hele ki yılın son 2-3 günü sanki kayıp günler. O günlerde birşey yapılmazmış gibi...Halbuk, senenin son günü de doğulur, ölünür (hele ki bizim memlekette gayet kolay) aşık olunur, sevişilir, hastalanılır...hepsi de mümkün. Hani şu son 2 hafta ödememesi gibi ilaç bedellerini sosyal güvenlik kurumlarının, sanki son günler bir türlü bedeli ödenmeyecek günler gibi, bedelsiz günler gibi, daha da ileri gideyim, sanki varolmayan hayalet günler gibi. Ocak ayının ilk 2-3 günü de öyle. İklim bile değişmiyor ki baksana, 31 Aralık gecesi yatıyorsun ve sabah (son yıllarda) bir kış güneşi ile uyanıyorsun. Bu yılbaşı evde otursam bari, müzik dinlesem, gitar çalsam. Bir bardak bira,içine de azıcık vodka, televizyonda birbirinden dandik programlar, müzik setimde tamamı çalınmayan bir sürü albüm, karışık müzik zevkime çevreden gelen itirazlar.Dur bakalım, daha neler gelecek aklıma sene bitmeden?
aralıktan sonra ocak
kar yağar kucak kucak
büyük bir akıl fikir tuzağı olan (Türk) ilkokul eğitimi sürecinden aklımda kalan şiir de bu işte.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment