Şimdi efendim, eğer kurgusunda (kaderinde) "çökmek" de varsa, çöktüğüne hadi üzülmemek demiyelim de, şaşırmamak gerekir en azından.Ünlü Türk düşünürü Nasreddin Hoca'nın dediği gibi : "Doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun?"
Durum basite indirgenmeye son derece müsait:Birilerinin elinde para var, çok para, bu parayı bir takım adamlar alıp başka ihtiyacı olanlara veriyor, ve bu işten her halukarda kar ediyor. Edemezsin efendim, bir yerde gelip tıkanır. Tıkanacağını (teorik olarak) kendileri de biliyor, bu eşşoğlueşşeklerin çoğu dünyanın en iyi okullarından mezundur. Pratiğe gelince, bir ağlama, bir feryad. Durum basite indirgenemeyecek kadar da önemli, parası az ve idarecileri (bizimki gibi) cıvık ülkelerde bir sürü insan fazladan yoksullaşıyor, bir sürü çocuk sokaklara terkediliyor, bir sürü kadın orospu oluyor. Neden? Bazı adamlar parayı da tıpkı bir mal gibi döndürüp dolaştıralım derken testiyi ellerinden düşürdükleri için.
Bu yorumu günlük gazetelerden birisinin internet sayfasından aldım. Yazanı tanımam, ama bana uydu son derece: "Adamlar ellerinin arasına başlarını koyup düşünüyorlar ya, keyif alıyorum.1500 dolara öğle yemeği yiyorlarken milyonlarca yoksul kuru ekmeğe muhtaçken dünya umurlarında değildi.Biz zaten alışığız.Yoksulluk kaderimiz değil ama bu adamlar yüzünden,üretmeyenler yüzünden zordayız. Yazan:Ahmet Baş"
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment