Beatles ve Rolling Stones arasındaki 8 farka bakalım:
1. Beatles kurulduğundan beri (Hamburg dönemi ve Sheridan'a eşlik sayılmazsa-ki sayılmaz) 4 kişidir. Stones 5.
2. Beatles'ın büyülü bir 4'lüsü vardır, o dörtten birini çek, büyü bozulur. Stones'da ise sadece 3 eleman aynı kalmıştır, gelenler ve gidenler olmuştur.Bu gelen gidenlerle "büyü" bozulmamıştır çünü gruba ait bir "büyü" yoktur.
3.Beatles deneycidir, Stones gelenekçidir. 1965'den dağılana kadar Beatles üyeleri farklı seslerin peşinde koşmuşlar ve ortalığı birbirine katmışlardır. Stones bunu 2 albümde (Their Satanic Majsties Request ve Black and Blue) denemiş, eline yüzüne bulaştırınca güvenli topraklara geri dönmüştür.
4. Stones için temel referans Muddy Waters'dır, Beatles için böyle bir isim saymak imkansızdır.Referanslar çok çeşitlidir.
5.Parçalarını cover yaptıkları adamlara parça coverlatmayı başarmıştır Beatles, taklit ettikleri her türde orijinali aşmayı başarmıştır. Stones'un orijinali aşma gibi bir derdi olmamıştır.
6.Mick Jagger Rolling Stones'un sesidir. Beatles'ın sesi yoktur, farklı parçalar (oran olarak eşit dağılmasa da) farklı üyelerin vokali ile tarihe geçmiştir. Stones albümlerinde ise tek tük Bill Wyman ve Keith Richards vokalleri duyulur.
7. Beatles belki zamanında belki zamansız dağılarak bir "tadında bırakma" hali yaratmıştır, Stones ise özellikle 70 ve 80 lerde sık sık "tadını kaçırma" durumlarına sebep olmuştur.
8. Beatles üyeleri dağılma sonrası solo albümleri ile birer isim olarak müzik dünyasında yerlerini almışlar, bunu yaparken de Beatles mirasına yaslanmamaya gayret etmişlerdir. Beatles üyelerinin tek başlarına varolmak gibi bir kaygıları ve bunun için verdikleri savaşları olmuştur. Böyle savaşarın olmadığı Stones'un üyelerinden solo albüm denince akla Mick Jagger gelir.Jagger, Stones ile yapamadıkalrını solo albümlere sıkıştırmaktadır. Keith Richards'ın da klüp havası veren hoş solo albümleri vardır ama hepsi o kadardır. Oysa Beatles üyeleri özellikle 1970-75 arasında solo albümlerle sayısal-sözel her türlü başarının yakın takipçisi olmuştur.
Thursday, January 29, 2009
Tuesday, January 20, 2009
İkimiz Bir Fidanız
dolmuşa bindik, hareket etti...havada iki ağır kok, döşemelerin naylonu ve benzin kokusu. esen rüzgara göre birisi artıp öteki azalıyor, sanki yarıştalar. bakanlıklar, kızılay,sıhhiye, dolmuş dışkapı'ya kadar gidecek.cızırtılı bir hoparlör, onun sevmediği bir müzik.zafer çarşısını geçiyoruz tam, yenielrde moda olan o şarkı başlıyor:" ikimiz bri fidanın..." benim hoşuma giden ince bir kadın sesi, aşk nedir sevda nedir bilmesem de bu şarkı içimde bilmediğim bir yere dokunuyor. dolmuş biraz ileriden sola dönse, onun bir zamanlar kilitli kaldığı askeri binanın önünden geçiverecek. dönmüyor, düz gidiyor. aklımda demin dinlediğim şarkı, bir itirafta bulunuyorum "ben çok seviyorum bu şarkıyı..." yüzünü buruşturuyor, "ben sevemedim" diyor. şuna bak, sanat müziği desen değil, türkü değil, sözlerde bir sürü gramer hatası, düşük devrik cümleler. Nersinden baksan hibrid bir müzik bu." "Hibrid" lafını anlamadığımı farkedince ekliyor: "piç bir müzik bu" yıllar sonra, bir araba yolculuğunda radyomuza yeniden düşen bu parçayı bu kez seviyor. benim aklımda ise yaptığı tanımlama...içinde herşeyden var, piç bir müzik...tıpkı türkiye gibi, türkiye'nin müziği.ikimiz bir fidanın güler açan dalıyız...hepsi bu kadar işte, başka söze gerek yok.
Subscribe to:
Posts (Atom)