Monday, September 17, 2007

Ergin Günçe diyor ki:

İBRAHİM KEHRİBAR

Tütün kaçakçısı, bıyıksız, Adapazarından evli
Şimdi de herhalde oradan evli
Adı akılda kalan çerkeslerimizden
Gözleriyle ve sigara içişiyle konuşuyorum
Boş yere yatıyor bu dördüncü yılı
Sanki biz burada boncuktan sallama örmüyoruz

Koğuşun da bir akşam güzelliği vardır, ülkemiz büyük
Eski bir Bitlis tütününün anıları gibiyiz
İlk güveyilikler ve kırılan bir testi su
Hayata her zaman nereden başlamalı
Şaşırıp yarın da gelir mi görüşümüze
Kınnapları, hızarları çoktan bırakmış
Bir aşı boyası gibi sürüp giden babası

Sözlük kullanmadan okurum ben böyle adamları
Hüznü çünkü yalnız alfabemde kullanıyor
Katırını tütününe yüklüyor, ilikliyor bürümcük gömleğini
Tabancasını barutunu falan yanına alıyor
son saçlarını bir lohusanın geride bırakan meslekler
Askerlikler, trenler, ikinci güveyikler
Bir bakraç yoğurt gibi, bir sepet elma gibi
Asılı bir kahır olarak başucumuzda
Artan eksilen şeyler

Hayatı gözümüzde büyütmemeli
Bir de bakarım çıkar gelir yakında
Heybesinde tütünler, atında çifte dişengi
Antap taraflarından gelen bir mektup gibi
Herhalde henüz kalbi seslerle süslü
Herhalde gene bir kasabadan evli
Herhalde yağmuru yamçısındadır

Birlikte güzel günler yattık arada görüşürüz
Bir kaçakçı: Belki de doğadaki boşluğu dolduruyor.

No comments: