Tuesday, September 16, 2008
RICKLER ÖLMEZ!
pink floyd...tıpkı şimdi adlarını vermek istemediğim başka birkaç grup gibi onlar da gözüme bir müzik topluluğu gibi değil de bir serüvenin elebaşları gibi gelirdi. dinledim, etkilendim, çok sevdim, söz söyletmedim, sıkıldım, uzun süre ara verdim, yeniden dinledim, eskisi kadar sevmedim, yine ara verdim, daha eskilerine gittim, yeniden sevdim...pink floyd benim için gel-git lerle doludur. "nasıl adamlardır bunlar, hele ki ilk dönemlerine müzik yaparken neler hissederlerdi,aralarında ne konuşurlardı" diye merak ettim durdum. rick wright; orgcu, klavyeci, öne çıkmayan adam, syd'den sonra grubu ilk terkeden adam, sonraki birleşmelerde ortalarda hep...rick artık yok. muhtemelen rock'n roll cennet çayırında syd ile akşam çayı içiyorlardır. bizim gençliğimizi de yavaş yavaş öldürdüklerini bilmeden, göçüp gidiyorlar.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
Zamansız bir müzik yaptılar.Zamanı gelince de gidiyorlar."Echos" dinleyim ben...
nedense ilk albüm "piper..." a ve "dark..." a çok takarım kafayı.
Post a Comment