Wednesday, January 16, 2008


Çiçek Arif anlatıyor:


Yaşar Kemal'i ilk tanıyışım...Sultanahmet'te kaldığım yıllarda, aynı mahalleden komşum, İstanbul ErkekLisesi'nde okuyan Ergin Günçe diye bir arkadaşım vardı. Ben o ara şiirin yanında bir de roman yazmaya başlamışım. Ergin'e zaman zaman onları okuyorum. Ergin'de şiir yazıyor. Onun yazdıkları benimkilerden daha güzel. İlk defa Ergin'den -Allah rahmet eylesin; çok genç yaşta uçak kazasında ölmüştü- bir Nazım şiiri duydum. Bir gün sonra bana "ya, sen Osmaniyelisin değil mi?" diye sordu. "Sen Yaşar Kemal'i tanıyor musun?"...ve beni Yaşar Kemal'le tanıştırdı. Beraber Cumhuriyet gazetesine geldik.Yurt Haberler Servisi yazan bir kapıyı çalıp içeri girdik. Birden karşımasadan iri yarı bir adam kalktı ayağa; bir gözü biraz sakat gibiydi. "Vay Erginciğim!.." diye bağırdı. Ergin beni Yaşar Kemal'e göstererek "YaşarAğbi, bak sana hemşerini getirdim" dedi. Yaşar Kemal "Kimlerdensin lan?"diye sordu. "Hösemağalardan" dedim... "... "Hay senin sülaleni!.." dedi..."Kimin oğlusun?"... "Nalbant Hasan'ın"... "Haa, o zaman başka" dedi. Yandaki masadakilere beni göstererek "Hemşerim çocuklar, ben onların çiftliklerinde çok pamuk topladım" dedi. Babamı sordu, çay içip sohbet ettik. Dışarı çıkarken Yaşar Kemal'in oğlu olarak çıktım odadan.

No comments: