Tuesday, January 08, 2008

treni yakalıyorum. treni yakalamak kolay değil, başı ayrı kıçı ayrı yere giden bir tren bu sanki, ama almanya'daysan, kalabalık bir tren istasyonundaysan ve türkçe biliyorsan, işin çok da zor olmayabilir. tren hareket ediyor, herkes yabancı, bir tek ben değilim. tren duruyor, kalkıyor, duruyor...15-20 dakika aralıklı olarak bir sürü istasyon. şimdi bir istasyonda yanlış indiğimi varsayıp ne denli perişan olacağımı hayal ediyorum. gariptir, bu korkuyu trenle ankara'dan istanbul'a igderken de yaşarım. oysa ki dünyanın belki de en zahmetsiz tren yoculuklarındandır. eskişehir'de yoğurt ve haşhaşlı çörek, izmitte pişmaniy eve haydarpaşa'da fotofiniş. almanya'ya geri dönelim. tren bir istasyonda boşalıyor, farklı tipler biniyor. burası sınır, artık olmayan bir ülkenin hal avarolan sınırı. ülkeler yok olsa da sınırlar kalıyor. karşımdaki çocuk efendiden tipli, buralarda her anne kızını böyle bir çocuğa vermek ister. emini türk olsa namazında niyazında bir tip olurdu.

--sürecek--

No comments: