bir arkadaşın oğlu gitarist olmuş, ingilterede, dinlediği de çaldığı da pek uygunmuş öğrendim...
hem de daha 13 yaşında...hacıdayı,sahi siz bilalle tekel deposunu soyup çamlıkta rakı içtiğinizde kaç yaşındaydın sen? ya abini ankarada vurduklarında? hiç ağlamamıştın değil mi? olan biteni bile anlamamıştın, insan tanımadığı, davalısı olmadığı birini niye vururdu ki? cenazeden sonra bir adam sana "yeğenim, daha bilmediğin ne pusular var" demiş miydi dememiş miydi...hadi söyle bakalım şimdi...
ama ya o sarıyı filan ayartıp kahvede çaya konyak katmalar...çok terbiyesizdiniz hepiniz, işte zaman hepinizin hakkından geldi...karnesi kırıklarla dolu olup da kendini trenin altın atan çocuğu hatırladın mı hacıdayı, bak bildin sen onu, Kadir di adı...oo sen uyumuşsun bile çoktan, ben de duvara koltuğa konuşuyorum...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment