gece de bitmek bilmedi hacıdayı..."yine yanlış hesapladın saatleri" deme bana gülerek, sen saat bile takmazdın ki...almanya'dan sana getirdiğim o ışıklı saati de birine vermiştin, hediyeydi o halbuki, benden sana bir anıydı...senden bana saat de kalmadı hacıdayı, bazen kitap aralarında sana ait olabilecek karalamalarla karşılaşıyorum, bir de o plastik makinelerle çekilmiş siyah beyaz fotoğraflar...ne yeri belli ne de zamanı, öyle de kötü resimler ki bunlar...tek sapı olan puma çantan birkaç ay bizde kalmıştı, ben yokken annem atmış, o zaman üzülmemiştim, çamaşırdan başka birşey yoktu ki içinde zaten...
son günlerde çok şık giyindiğini, kendini şekilden şekile soktuğunu duydum, pek sevindim...kimden mi? o da bende saklı kalsın...yarın biliyorsun ne, işte hatırla, maltepeden cebeciye o acaip havada, yaktığımız sigaraları bitirmeden fırlatıp atıyoruz...sonra ben eve gittim, acı kalabalıkla yüzleşmeye, sen sanırım birilerine gidecektin...sen daha acı kalabalıklara çarpa çarpa geldiğin için, büyük ihtimalle benim acemiliğime bir mana veremiyordun...
görüşürüz hacıdayı, sen de sor yokla arada bir, şehirler uzak olsa da, isimler yakın biliyorsun...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment